Pamuk dünyada en çok toksik özellikli ürünlerin başında gelmektedir. Pamuk dünyada tüketilen böcek ilaçlarının %25’inden fazlasını, tüm pestisitlerin ise %12’sini kullanmakta, oysa dünya tarım alanlarının sadece % 3’ünü kapsamaktadır. Pamuk üretiminde pestisitlerin neredeyse 7 kat fazlası miktarda toksik nitelikte kimyasal gübre kullanılmakta ve bunlar nedeniyle hava, su (nehirler, taban suları, akiferler) kirletilmektedir. Diğer yandan, dünya sıralamasında ikinci sırada yer alan ABD’de üretilen pamuğun %75’ten fazlası GDO özelliklidir. Böylesi bir ürünün çekirdeklerinden elde edilen % 20 kadar yağ doğrudan insan tüketimine, geriye kalan %80’lik kısmı ise hayvan yemlerine ve oradan da et ve süt olarak insan tüketimine ulaşmaktadır.
Oysa GDO’lu pamuk hiç te öyle sanıldığı ve söylendiği gibi masum değildir. Son günlerde ülkemizde de bazı toplum lideri olduklarını iddia edenler tarafından GDO’lu pamuğun, verim ve kalite artışı sağlayacağı, giderlerinin çok daha düşük olacağı ve başka birçok avantajı olacağı yönünde yaygın bir propaganda yapıldığı gözlemlenmektedir. Oysa ki, Kuzey Karolayna Devlet Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, böcek zararlıları ile savaşım, oluşan zararların giderleri ve diğer çeşitli giderler karşılaştırıldığında BT Pamuk (GDO’lu) üretim maliyetinin 70 USD/ha iken, geleneksel çeşitlerin üretiminde maliyet yaklaşık 63 USD/ha olduğu saptanmıştır.
Aynı şekilde, Hindistan’ın Mehboobnagar Bölgesinde Bt Pamuk (GDO’lu) ürünündeki sorunlar Tarım Direktörü tarafından aşağıdaki maddeler halinde rapor edilmiştir;
· Koza oluşumundan önce kuruma ve düşme
· Koza sayısında azalma
· Küçük koza oluşumu
· Çok kısa lif uzunluğu,
· Koza kurduna karşı çok düşük direnç ve koza kurdu kontrolü için 2-3 ilaçlama gereksinimi
· Düşük verim,
· Düşük Pazar değeri,
· GDO’suz pamuğa göre düşük kar-zarar oranı
Ülkemizde, bugüne dek 54 pamuk çeşidi tescil edilmiş olup bunların 34’ü resmi, 20’si ise özel sektör kuruluşlarına aittir. Özellikle son 5 yıl içinde 33 çeşit tescili yapılmış olması da dikkat çekicidir. Türkiye, pamukta ortalama 1204 kg/ha verim elde edebiliyorken bu değer, dünyanın en büyük üreticilerinin (Çin, ABD, Hindistan, Pakistan, Özbekistan) 1.5 – 2.5 katı, dünya ortalamasının ise 2 katı kadar yüksek bir değerdir. Böylesi zengin bir değerimizin GDO’lu çeşitlerle kirletilmesinin engellenmesi, ve bu sayede tohumlukta bağımlılığı daha da derinleştirecek ve girdi maliyetlerinde önemli bir artış getirecek politikalardan vazgeçilmesi ülkemiz pamuk tarımı, ekolojisi, ekonomisi ve çiftçilerimizin sosyal refahı için yaşamsal öenmdedir.
Sözün özü, dünya pamuk piyasasını şekillendiren ve yönlendiren ABD, uyguladığı destekleme ve insafsız damping politikaları ile birçok ülkede pamuk alanlarının daralmasına ve milyonlarca insanın mutlak yoksulluk sınırının altına düşmesine neden olmuş ve olmaya da devam etmektedir. ABD, GDO’lu üretimi de teşvik ederek sadece ilaç ve gübrede değil aynı zamanda tohumculukta da ülkelerin ulusal egemenliklerini yok etme ve küresel pazarın tek hakimi olma çabalarına devam etmektedir. Ülkemiz de bundan yeteri kadar nasibini almaya devam etmektedir.
Yararlanılan kaynaklar
1. Bacheler, J.S., 2000. Kuzey Karolayna Üreticilerinin 2000 Yılı Bollgard Pamuk Üretiminde Performans Beklentileri. Extension Entomologist, North Carolina State University, March 2000
2. Evcim, H.Ü., A.Değirmencioğlu, 2006. World Cotton Trends and Opportunities for Production Profitability in OIC Countries. Ege University, Faculty of Agriculture, Department of Agricultural Machinery, Bornova-İzmir, 2006.
3. Gençer, O., T.Özüdoğru, M.A.Kaynak, A.Yılmaz, N.Ören, 2005. Türkiye’de Pamuk Üretimi ve Sorunları. Türkiye Ziraat Mühendisliği VI.Teknik Kongresi Bildiriler Kitabı syf.459, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yayını, Ankara, 2005.
4. İTB, 2006. Ege Bölgesi ve Çevresinin 2006–2007 Dönemi Pamuk Ekili Alanlarının ve Ürün Rekoltesinin Uzaktan Algılama Tekniği-Uydu Verileri Kullanılarak Belirlenmesi. İzmir Ticaret Borsası, 2006.
5. Will, A., 2004. “Cotton Subsidies and Cotton Problems”. Policy Board Member of the Organic Consumers Association, USA, February, 2004.
Oysa GDO’lu pamuk hiç te öyle sanıldığı ve söylendiği gibi masum değildir. Son günlerde ülkemizde de bazı toplum lideri olduklarını iddia edenler tarafından GDO’lu pamuğun, verim ve kalite artışı sağlayacağı, giderlerinin çok daha düşük olacağı ve başka birçok avantajı olacağı yönünde yaygın bir propaganda yapıldığı gözlemlenmektedir. Oysa ki, Kuzey Karolayna Devlet Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, böcek zararlıları ile savaşım, oluşan zararların giderleri ve diğer çeşitli giderler karşılaştırıldığında BT Pamuk (GDO’lu) üretim maliyetinin 70 USD/ha iken, geleneksel çeşitlerin üretiminde maliyet yaklaşık 63 USD/ha olduğu saptanmıştır.
Aynı şekilde, Hindistan’ın Mehboobnagar Bölgesinde Bt Pamuk (GDO’lu) ürünündeki sorunlar Tarım Direktörü tarafından aşağıdaki maddeler halinde rapor edilmiştir;
· Koza oluşumundan önce kuruma ve düşme
· Koza sayısında azalma
· Küçük koza oluşumu
· Çok kısa lif uzunluğu,
· Koza kurduna karşı çok düşük direnç ve koza kurdu kontrolü için 2-3 ilaçlama gereksinimi
· Düşük verim,
· Düşük Pazar değeri,
· GDO’suz pamuğa göre düşük kar-zarar oranı
Ülkemizde, bugüne dek 54 pamuk çeşidi tescil edilmiş olup bunların 34’ü resmi, 20’si ise özel sektör kuruluşlarına aittir. Özellikle son 5 yıl içinde 33 çeşit tescili yapılmış olması da dikkat çekicidir. Türkiye, pamukta ortalama 1204 kg/ha verim elde edebiliyorken bu değer, dünyanın en büyük üreticilerinin (Çin, ABD, Hindistan, Pakistan, Özbekistan) 1.5 – 2.5 katı, dünya ortalamasının ise 2 katı kadar yüksek bir değerdir. Böylesi zengin bir değerimizin GDO’lu çeşitlerle kirletilmesinin engellenmesi, ve bu sayede tohumlukta bağımlılığı daha da derinleştirecek ve girdi maliyetlerinde önemli bir artış getirecek politikalardan vazgeçilmesi ülkemiz pamuk tarımı, ekolojisi, ekonomisi ve çiftçilerimizin sosyal refahı için yaşamsal öenmdedir.
Sözün özü, dünya pamuk piyasasını şekillendiren ve yönlendiren ABD, uyguladığı destekleme ve insafsız damping politikaları ile birçok ülkede pamuk alanlarının daralmasına ve milyonlarca insanın mutlak yoksulluk sınırının altına düşmesine neden olmuş ve olmaya da devam etmektedir. ABD, GDO’lu üretimi de teşvik ederek sadece ilaç ve gübrede değil aynı zamanda tohumculukta da ülkelerin ulusal egemenliklerini yok etme ve küresel pazarın tek hakimi olma çabalarına devam etmektedir. Ülkemiz de bundan yeteri kadar nasibini almaya devam etmektedir.
Yararlanılan kaynaklar
1. Bacheler, J.S., 2000. Kuzey Karolayna Üreticilerinin 2000 Yılı Bollgard Pamuk Üretiminde Performans Beklentileri. Extension Entomologist, North Carolina State University, March 2000
2. Evcim, H.Ü., A.Değirmencioğlu, 2006. World Cotton Trends and Opportunities for Production Profitability in OIC Countries. Ege University, Faculty of Agriculture, Department of Agricultural Machinery, Bornova-İzmir, 2006.
3. Gençer, O., T.Özüdoğru, M.A.Kaynak, A.Yılmaz, N.Ören, 2005. Türkiye’de Pamuk Üretimi ve Sorunları. Türkiye Ziraat Mühendisliği VI.Teknik Kongresi Bildiriler Kitabı syf.459, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yayını, Ankara, 2005.
4. İTB, 2006. Ege Bölgesi ve Çevresinin 2006–2007 Dönemi Pamuk Ekili Alanlarının ve Ürün Rekoltesinin Uzaktan Algılama Tekniği-Uydu Verileri Kullanılarak Belirlenmesi. İzmir Ticaret Borsası, 2006.
5. Will, A., 2004. “Cotton Subsidies and Cotton Problems”. Policy Board Member of the Organic Consumers Association, USA, February, 2004.
Prof.Dr.Kamil Okyay SINDIR
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı
ksindir@gmail.com
No comments:
Post a Comment