Saturday, March 31, 2007

GDOlu ürünler Avrupa’da




Genetigi Degistirilmis ürünler Avrupa’da: Hangi maliyete ?http://www.iht.com/articles/2006/05/24/news/gmo.php
Elisabeth RosenthalInternational Herald Tribune
Albons İspanya
Enric Navarro, İspanya organik tarım derneğinin test laboratuarından gelen ve organik ürünlerinin %12 oranında genetiği değiştirilmiş mısır içerdiğini bildiren mektup ile şaşkına döndü. Bitkilerinin bioteknoloji ile değiştirildiğini duymak nükleer atık içerdiklerini öğrenmek kadar travmatik oldu.Yedi hektarlık değerli arazisinde doğru karışımda böcekleri çekmek için dört yıldır severek yüzlerce çeşit ağac, çalı, çiçek ve ot ekti ki gübre veya yabani ot öldürücü kullanmasın. Organik tarım yapamayacaksam, tarım yapmayacağım », dedi Navarro.« Bulaşmış» dediği ekinden kurtulmak için tarlasındaki mısırı yaktı. Fakat GDO’lu tohumun nasıl geldiğini bilmiyor. Kayıpları için tazminat isteyemiyor. Bunun yanı sıra polenler kaldığından eğer tarlasını ne zaman yeniden organik mısır ekimi için güvenli olarak (tabi olacaksa) kullanabileceğinden emin değil.Avrupa Birliği, GDOlu ürünlere kapıyı açtığı sırada , Navarro’nun hikayesi riskler,bilimsel belirsizlikler ve ortaya çıkacağı neredeyse kesin sorunlar ile uğraşacak halihazirdaki bulanık politikalar hakkında tedbir görevi gorebilir.Sekiz yıldır, GDOlu ürünlerin ticari ekimine izin veren AB’nin tek üye devleti Ispanya idi.Son 18 ayda Avrupa Komisyonu blok halinde 11 GDOlu tohumun ekilmesine onay verdi. 2005’te Fransa, Almanya, Portekiz ve Çek Cumhuriyeti küçük boyutlu parsellerde ticari ekime başladılar.AB politikasının dayandığı esas, genetiği değiştirilmiş ürünler ve geleneksel ürünlerin koruyucu tedbirler yürürlükte oldugu sürece - örneğin iki tip arazi arasında belirli bir mesafe bırakılırsa ve kazalar için yükümlülük şeması kabul ettirilirse - bir arada varolacağına dair siyasi kanaat.Fakat bilimsel olarak, birlikte ekilebilirliğin (coexistence) mümkün olup olmadığına ve hangi maliyetle olacağına dair güçlü fikir ayrılıkları var. Brüksel’de bir endüstri grubu olan EuropaBio’dan Simon Barber “Birlikte ekilebilirlik çiftçiler birbirleriyle konuştukları ve işbirliği yaptıkları sürece, mesela aynı ürünün GDO’lu ve geleneksel tohumlarını yanyana tarlalara yerleştirmemekte anlaşırlarsa - alanların çoğunluğu için yapılabilir” dedi. “Navarro’nunki gibi sıkıntılar çok nadir olmalı. ”Ama birçok bilim insanı – sadece yesil düşünce sicili olanlar değil- Avrupa’nın küçük, yakın aralıklı çiftliklerinin birlikte ekilebilirliğin zor eğer öyle değilse fahiş sekilde pahalı hale getireceğine inanıyor.“Uzmanlarımın hepsi birlikte ekilebilirliğin çoğunlukla tam anlamıyla işlemediğine kanaat getirdiler, mümkün değil” diyor Chantal Line Carpentier, Kuzey Amerika’daki mesele üzerine çalışmak için uluslararası uzmanlardan oluşan bağımsız bir panel toplayan bir tarım ekonomisti.Bu çalışma, Meksika tarafından 2002 yılında GDO’lu mısırların Amerika Birleşik Devletleri’nin yüzlerce kilometre güneyindeki Oaxaca’da yerli ürünlerin olduğu arazilere bulaşması üzerine talep edilmiş. Meksika, daha sağlam fakat daha tektip GDOlu varyantların düzinelerce essiz cins mısırını safdışı bırakabileceği korkusuyla GDOlu ekimlere izin vermemişti.Kuzey Amerika Çevre İşbirliği Konseyin’ce hazırlanan bu “Mısır ve Bioçeşitlilik” raporu ABD’den gelen GDOlu tahil Meksika’nin ekolojisi ve bioçeşitliliği üzerinde uzun vadeli etkileri olabilecğine ve bunların ayrıntılı biçimde etüd edilmesi ve denetlenmesi gerektiği sonucuna vardı.AB ve Kanada raporun sonuçlarına hücum ettiler. ABD Çevre Koruma Ajansından bir protesto mektubunda “CEC sekretaryasının bioteknoloji gibi anahtar bir bilimi görmezlikten gelen bir rapor ortaya koymasından derin hayalkırıklığı yaşadık” diyor. Fakat bazı çiftçiler raporun yeteri kadar ileri gitmediğine inanıyorlar.GDO’lu ve GDO’suz tarımın bir arada olabileceğini savunmak anlamsiz diyor Julian Rose, Polonyali çiftçilere GDOlu ürünlere karşı yardım eden İngiltere’den bir organik çiftçi. “Aynı odada gürültünün ve sessizliğin beraber olabileceğini söylemek gibi bir şey bu.”Bioteknoloji endüstrisine göre karışım %0.9’un altında ise birlikte ekilebilirliğin başarılmıştır. Endüstri, AB’deki gıdalar bu oranın altında ise GDOsuz olarak etiketlenebilir olduğunu ileri sürüyor. Bu fikir organik gıdayi savunanları sinirlendiriyor, fikri vejeteryen ürünlerin içine bir parça et koymaya izin vermekle karşılaştırıyorlar. Fakat endüstri analistleri bile bir kere büyük ölçekte GDO’lu tarıma başlandıgında %100 GDOsuz gıdalarin pratikte mümkün olamayacağını kabul ediyorlar. Biraradalik Avrupa’da bir problem haline geldi çünkü bazı insanlar sıfır tolerans istiyorlar ve bu açıkça elde edilemeyecek bir şey » diyor Barber.Karışımın meydana gelmesi için basitçe bir çok neden var : Fabrikalar değişik çiftliklerden ürünleri işliyorlar , biskuvi ithal edilmiş soyadan yapılmıs yağ içeriyor. Oaxaca’daki GDO’lu mısır büyük olasılıkla hayvan yemi icin yasal olarak ithal edilmiş GDOlu başak soyunun yasadışı olarak ekilen çekirdeklerindendi.Çevre grupları bu kadar yolla kirlenmenin %0.9 limitini aşacağını ve istenilmeyen yerlere de sıçrayacağını söyüyorlar.” Katalonya hükümeti genetik kirlenme yok dediği zaman anlayın ki bakmamışlardır” diyor Barselona Greenpeace’ten Anna Rosa Martinez .Geçen yıl Greenpeace 40 organik çiftliği test etti ve yaklaşık %20’si %0.7 ila %12 oranlarında bulasmış çıktı.Greenpeace Uluslararası’nın sözcüsü Suzette Jackson “ Avrupa’yı GDO’suz gıda tedarikçisi olarak tutmak istiyoruz ve çokça GDOlu ürünleri olan ülkelere baktığınızda nizami tarımi sürdürmek gerçekten zor ve muazzam pahalı hale geliyor. ” İspanya GDO ekimine 1998 yılında izin verdi. Mısırın %12’si GDOlu -50,000 ila 60,000 hektar – bunun yarısı Katalonya’da bulunuyor.Çiftçiler ne ekeceklerini seçmekte özgürler fakat GDOlu tohum şirketleri genetiğiyle oynanmis patentli tohumlarin faydalarını anlatan yemekler veriyorlar . Bazı türevler bocek öldürücü üretiyorlar diğerleri de rüzgara dirençli ya da daha az su isteyen bitki saplarına sahip.Bazı çiftçiler antlaşma yapmışken Navarro gibi diğerleri geleneksel tohumlarında gördükleri bağımsızlığı ve kaliteyi tercih ediyorlar. Meksika’daki geleneksel çiftçiler ve Avrupa’da birçokları bir sezonun ürününden gelecek sefer ekmek icin tohum ayırıyorlar. Bu daha ucuz ve eşsiz cinslerin seçimine olanak tanıyor. Bu şekilde tekrar ekim GDOlu mısır tohumu için Monsanto ve Syngenta gibi şirketlerle anlaşan çiftçiler icin yasak.2004 yılında Navarro arazisinde GDOlu mısır büyüdüğünü bilerek bulaşmasız yetiştirip yetiştiremeyeceğini görmek icin kücük bir arazi ekti. Sonuç başarılı olunca iki geniş tarlaya daha mısır ekti. « Fakat geçen sonbahar cok rüzgarlıydı » dedi, « öyleyse belki başka bir tarladan saplar getirmiştir ve bana bulaştırmıştır. Bilmiyorum ,asla bilemeyecegim. »Tarlaları komşu çiftlikten 70 ve 100 metre uzaklıkta ki bu karışımı önlemek için genellikle uygun kabul edilen bir mesafe. Fakat GDOlu tohum rüzgarla ya da kamyon lastiğinden veya herhangi bir yerden gelmiş olabilir. Navarro olayın tekrarlanmasını önlemek için soruşturma istiyor. Lakin bölgede GDOlu tohum eken çiftçilerin güvenilir bir kaydı yok ve çiftçiler dava edilme korkusuyla itiraf etmeye pek yanaşmıyorlar.Danimarka’da hükümet GDOlu tarıma hazırlanmak için bütünüyle GDO eken çiftçilerin ödeyeceği bir yükümlülük havuzu yaratıyor.AB Tarım Komisyonu Komiseri Mariann Fischer Boel AB üyesi ülkelere birlikte ekilebilirliği garantilemeye çalışmalarını söyledi fakat bunun nasıl ve hangi maliyete olacağı net değil . Çiftciler tarlaları arasında 100 metre tampon bölge bırakabilecekler mi? Özellikle GDOlu ürünler icin tasarlanmış alanlar yaratmak işe yarayacak mı? GDOlu ürünler çevreye zarar verecek mi?

No comments: