Tuesday, March 27, 2007

Dondurmada Genetik Olarak Değiştirilmiş Protein


Genetik olarak değiştirilmiş, balık antifiriz proteini inflamasyona yol açma potansiyeline sahiptir ve kapsamlı analizler yapılmadan onaylanmamalıdır.

Prof. Joe Cummins, Dr Mae Wan Ho ve Dr Malcolm Hooper

Bu rapor, Unilever’in başvurusunun reddi için Bağımsız Bilim Topluluğu tarafından Gıda Standartları Enstitüsü’ne gönderilmiştir.

Unilever, kutuplarda yaşayan bir balık olan “ocean pout” (merak edenler için fotoğrafını da koyuyorum) kökenli bir protein olan buz yapılandırma-proteini daha pürüzsüz ve kremamsı bir kıvam sağlamak için dondurma üretiminde kullanabilmek için onay bekliyor.Genetik olarak değiştirilmiş protein, dondurma yapımında kullanılan bir mayada (ki kendisi Saccharomyces cerevisiae oluyor, merak edenlere mikroskop görüntüsüde var) üretiliyor. Büyük buz kristallerinin oluşumunu engelleyerek bu balığı soğuk sularda donmaktan koruyan buz yapılandırma proteini- ya da antifiriz proteini- dondurma ve diğer dondurulmuş gıdalarda aynı etkiyi gösterebilir.Unilever, onay için Gıda Standartları Enstitüsü’ne başvurdu ve önerileri halkın yorumuna açıldı. Unilever, daha önce bu gıda katkı maddesine “genel olarak güvenilir kabul edilen” statüsü albilmek için Birleşik Devletler Gıda ve Madde Yöneticiliği’ne ve Yeni Zellanda Gıda Standartları Enstitüsüne başvurmuştu. Maalesef her iki başvuru da kabul edilmişti.

Mayada kullanılan transgenik protein ISP tip 3 HPLC 12 gliko-ISP. Rekombinant proteini, peptidleri ve şeker içeren preperasyonlar Unilever tarafından test edilmiştir. Unilever, sıçanları 3 hafta boyunca bu preperasyonla ağızdan sonda ile besleyerek subkronik beslenme testi ve negatif olarak değerlendirilen bir dizi genotoksisite testi gerçekleştirmiştir.Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği testlerin de dahil olduğu bir dizi alerji testi uygulanmıştır. Rapor, rekombinant proteinin, yenilebilir balıktakine eş değer olduğunu vurgulasa da aşağıda anlatılacağı üzere bu gibi önermeler genellikle gerçek dışıdır.

MAYA
Antifiriz glikoproteinler hakkında, özellikle de kutup balıkları kökenlileri hakında geniş zengin bir literatür mevcuttur. Birbirinden belirgin şekilde ayrılan 4 ana çeşit glikoprotein vardır.Tip 3 glikoproteinler 6500 dalton büyüklüğündedir, beta-sandwich yapısı oluştururlar ve yalnızca ocean pout ta bulunurlar.Antifiriz proteinin kendisi, bu balık için immünojenik olmasada balığın kan dolaşımındaki mikro buz kristalleri ve glikoprotin kompleksine ciddi immün yanıt gelişir ki bu durum kompleksin ocean pout için geleneksel antijen gibi davrandığını göstermektedir.
Transgenik mayadaki genetiği değiştirilmiş protein, yaklaşık olarak ocean pout antifiriz geninin sentetik ürünüdür. Proteinin mayada sentezini kolaylaştırmak için amino asit dizisi değiştirilmeksizin kod dizi değiştirilmiştir. Proteinin sentezini arttırmak amacıyla sentetik genin pek çok kopyası mayanın kromozomuna yerleştirilmiştir.

Mayada üretilen proteinin insan tüketimine sunulması kaygı vericidir çünkü, glikozilasyon ve diger değişimler aracılığıyla ortaya çıkacak sekonder modifikasyonlar nedeniyle bu proteinler insan veya hayvan immün sistemi tarafından antijen olarak algılanabilirler. Daha önceleri, mayada üretilen proteinlerin glikozilasyon mekanizmalarında “insancıllaştırma” işlemleri gerçekleştirilirdi. Ancak dondurma üretiminde kullanılan bu maya nesilin antifiriz proteininin glikozilasyonunu “insancıllaştırma” çabasına girilmemiştir.

Unilever tarafından gerçekleştirile, on millyonlarca insanın tüketimine sunulacak olan dondurmaların üretiminde kullanılacak genetiği değiştirilmiş proteinin allerjenitesini ve başka birtakım immün reaksiyonlara yol açabilirliğini inceleyen çalışmalar yeterli mi?

Transgenik proteinin ABD’de, Yeni Zellanda’da ve Avustralya’da zaten kullanılıyor olması ve herhangi bir etiketlemenin yapılmamış olması önemli bir nokta. Bu nedenle, proteinin kullanımından kaynaklanabilecek herhangi bir sorunun anlaşılmaması mümkün.

Fasulye geninin, bezelyede transgenik ekpresyonunun farelerde halsiz düşüren hatta ölümcül olabilen akciğer inflamasyonuna neden olan ciddi immünolojik reaksiyonlara yol açtığını hatırlayalım. Bu yanıt, trangenik proteinin glikozilasyon mekanizmasından kaynaklanmaktaydı. Bilimsel literatürde, bu balığın antifriz proteininin immünolojik olarak aktif olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, Unilever inflamasyon testleri yapmamış gibi görünüyor.

Ayrıca latensi (sanırım sağlık sorununun belli bir süre gizli kalması, ortaya çıkmaması demek) sorusu akla geliyor. Bazı kronik inflamator hastalıklar aşamalı olarak, klinik şiddeti değişen ve bazen asemptomatik olan küçük başlangıç yanıtının üzerine inşa olarak ortaya çıkarlar. Ancak, bir kez tetiklendiğinde herhangi bir organı etkileyebilecek otoimmün sonuölara yol açabilen potansiyel etki zinciri olabilmektedir. Uzun süreli denemeler olmadan, immünolojik zaman bombasının tehlikesi altındayız. Genç ve erişkin hayvanlarda, inflamator sitokinler, antikorlar ve diğer ilgili molekülleri içeren kapsamlı analizler yapılarak inflamator etkiler test edilmelidir. Dondurma, hayati gelişimsel süreçlerin gerçekleştiği erken evrelerden itibaren tüketildiğinden genç hayvanlarda yapılan deneyler özellikle önemlidir.

Sonuç olarak, Unileverin iddialarının aksine, transgenik buz yapılandırma proteininin pouter fish tekinin aynısı olduğuna dair kanıt yoktur. Transgenik protein, mayanın glikozilasyon mekanizmasına sahiptir ki bu onu nadir bir antijen yapar. Alerjenite üzerine üstünkörü yapılmış çalışmalar olsa da Avrupa halklarını transgenik dondurmaya maruz bırakmadan önce, genç ve erişkin hayvanlarda uzun dönemli ve kapsamlı inflamasyon çalışmaları yapılmalıdır.

Özgün metin: http://www.i-sis.org.uk/GMPIIC.php

Çeviren: Öncü Maracı

No comments: